19 Nisan 2018 Perşembe

Silmek Demişim - Geçmişten Bugüne



19.04.2014-Cumartesi


Silmek kolay olmuyor ki hiçbir zaman. O misal kolay değil unutmak, izi kalıyor, yarası ve acısı hissediliyor. Tabii bunlar belirli bir süre oluyor. Sevmeyi herkes istiyor, sevmek sevilmek güzel de unutmak ve yara aldığın yerden bir daha sevmek, bir daha üzülecek olmayı göze almak acıtıyor canı…


4 sene önce bugün yazmışım ve bu bloğumun yazı taslaklarında bırakmışım. Taslakları temizlemek için açtım da buldum. Neden bugüne dek silmemişim diye düşündüm de, bu hisleri hatırladığımdan ötürü silmemişim galiba...

Bir akşam vakti yazmıştım bunu; silme mevzusunu ve silememe mevzuumu düşünürken. İnsanlar birbirlerini nasıl bu kadar kolay silebiliyor, anlam veremiyor iken. 4 yıl geçmiş hala anlam veremiyorum. Birini unutmak, hayatından çıkarmak! Nasıl bu kadar kolay olabiliyor? Yapabilene helal olsun, belki sağlıklı bir hayat için yapılabilmelidir de! Ama ikili ilişkiler arasında şunun var olmasını hep savunmuşumdur; verilen emekler ve sevgi ortamı var ise, unutmak da silip atmak da kolay olmamalıdır. Arada nelerin değiştiği ve geliştiği çok önemlidir elbette, ama yine de konuşarak halledilemeden silinip atılan olmak değersiz hissettiriyor insana kendisini...

4 sene önceki bugün düşündüklerim bunlardı, hala da böyle. Sıkı fıkı olmuş olduğum birinin, beni en ufak bir hata veya anlaşmazlıkta bir çırpıda silip atabilmesine inanamıyorum hala. Bunu yapabileni kafama da takmıyorum artık aslında ama hala düşünüyorum. En ufak karşıt düşüncelere girdiğimiz ama onun öncesinde birçok paylaşmışlığımız olan biri, kimbilir neler neler yapabilirmiş o zaman diyorum. Olan hep bu olmadı mı zaten!?

Bu konuda başıma gelenlerde en kabul edemediğim şu; emekler hiçe sayılıyor, paylaşılanlar, birbiri adına umut edilen gelecekler hiçe sayılıyor ve birden her şey bitebiliyor. İnsanoğlu çiğ süt emmiş, diyor ya kimisi. Ben sadece, iyi veya kötü kabul edilemeyen ne ise konuşulsun istiyorum. Ama olmuyor, ben gibi düşünenler hep hayal kırıklığına uğruyor. Çoğu kişi kavganın, kin gütmenin ve de silmenin derdinde. Silmek! Ne saçma bir kelime. Sil ama başladığın gibi saf düşüncelerle bitir ilişkini; arkadaşlık, sevgililik, dostluk, komşuluk, ahbaplık, ne dersen de bu duruma. Ama birini hayal kırıklığına uğratmak, dehşet bir şey; kendimden biliyorum. Kim benle konuşmama kararı aldı ise bile, ona kendimi veya aramızdakinin durumunu kendimce bildirdim bu zamana dek! Çok şükür ki... Ama hayal kırıklığına uğradım, uğratıldım...


"Bence böyle, silmek unutmak kolay olmamalı" dediğim gibi. Bitmiş gitmiş ve üzerine kalın perde çekilmiş birkaç arkadaşlık ilişkilerimin her biri için unutmak kolay oldu; ben hiç olmamış gibi oldum onlar adına ama onlar benim için hep var oldular "nasıl yapabiliyorlar" diye zaman zaman düşündüğüm üzere... Ama zamanla öğrendim; çok geçmeden emeklerine karşılık vermeyen o kişilere, emeklerini harcamamayı bilmek gerek. Vurdumduymaz olana, vurdumduymaz olmak gerek... "Kendini düşünen ve hayal kırıklığına uğrayan sen isen, unutamasan bile kırıklarını süpür ve de başka yoldan devam et." Böyle olmalıymış meğer. Kırgınlığımın varlığını adı gibi bildiğine emin olduğum birkaç eski arkadaşım hiçbir şekilde bana ulaşmadı, kırılan benken de onlara ulaşamazdım ya. 

Helalleşmek şart derler ya bu dünyada, Allahtan helalleşmiştik diyorum bazen. Ama baktım ki hala kırgınlıklarımı unutamıyorum. Aramızdaki emekleri sildim gitti, anıları sildim, derslerimi ise büyük puntolarla aklımın duvarlarına yazdım... 

Bu geceden ortaya çıkanlar, geçmişten yazıyorum sayın; içimi dökemediğim yerleri döktüm. Eski bir cümle ile geçmişe dair düşündüm de geldim, derslerim ve de hislerimle...

Sevgiler, Didemin Gözünden... :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder